Kürtçe mizah mecmuası Golik, 20’nci sayısında “Jin, jiyan, azadî” sloganını kapağına taşıdı. Muharrirlerinin büyük bir çoğunluğunun tutuklu olduğu Golik Mecmuası Genel Yayın Direktörü İsmail Aktaş, Golik’ın Kürtçe tek mizah mecmuası olduğunu belirterek, “Golik’ın (Buzağı) itaati, biati ve boyun eğmeyi kabul etmeyen asi bir ruhu var. Golik’ı iple bağlayamazsınız. Bu yüzden Kürt siyasi tutsaklar Golik isminde karar kıldılar. Golik, 3 ayda bir olsa da çıkmaya devam ediyor. Kürtlerin tek karikatür mizah mecmuası olarak çıkmaya devam ediyor ve bunu gururla söylüyoruz: Kürtlerin en büyük mecmuası. Bu bizim için gurur verici. Bunu başardığımız için çok mutluyuz” dedi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Sterk Sütcü’ye konuşan Aktaş, 15 Kasım Dünya Mahpustaki Müellifler Günü’ne dair değerlendirmelerde bulundu. Golik’ın müellif ve çizerlerinin cezaevinde olmasına karşın mecmuanın cezaevine alınmadığını söyleyen Aktaş, “Böyle garip bir durum var. Kürt mecmuası cezaevinden beslenmek zorunda zira tüm aydınları, düşünürleri ve öncüsü tutsak edilmiş ve tecrit altında. Bu yüzden muharrirlerimiz ve çizerlerimiz yüzde 90 cezaevinde. Her şeye karşın yazıyoruz, çiziyoruz ve sayımıza devam ediyoruz” sözlerini kullandı.
‘OKURLARA AZ ULAŞABİLİYORUZ’
Golik’ın yeni kapağının tüm dünyaya yayılan Kürt bayan direnişinin sloganı olan “Jin, jiyan, azadî” ile çıktığını aktaran Aktaş, “Bu sloganla hem Rojhilat’taki Kürt bayanlarının özgürlük direnişini selamlamak hem de Golik’ın o direnişi sembol slogan olarak kabul ettiğini anlatmak istedik. Dört modül değil, tek kesimiz diyoruz. Qazi Muhammed’in ‘İki kez iki dört yapmaz, iki sefer iki bir yapar’ söylemi Kürtler için hala geçerlidir. Golik’ın de bu türlü bir misyonu var. Golik daha çok Kuzey Kürdistan’dan besleniyor lakin Rojhilat, Rojava ve Başur Kurdistan’ın da sesini ulaştırmaya çalışıyor. Bakur’un yanında Rojhilat’ta da çok ilgi gördü. Maalesef Rojava’ya ambargolardan ötürü gönderilemedi. Son vakitlerde özgür basına olan baskılardan, Golik’ın sesini duyurmaya çalışan basın mensuplarına gözaltı ve tutuklamalardan ötürü okurlara az ulaşabiliyoruz” diye konuştu.
‘GOLİK’IN GAYESİ SEVGİYİ YAYMAK’
Dergiyle bütün Kürtleri kucaklamayı amaçladıklarını söyleyen Aktaş, şu sözleri kullandı: “Ulusal birliğe nasıl hizmet ederiz diye düşündük. Birçok sayfa ekledik. Her sayıda bir portre yapmaya karar verdik. Kürt düşünürü, aydını yada Kürtler için bir fikir ortaya koyan, efor sarf eden bir şahsiyeti anlatmaya karar verdik. Birinci sayıda Celadet Ali Bedirxan’nı tanıttık ve kapağın ardına da ‘Hawar’ birinci Kürtçe mecmuasını koyduk. Yani portre sayfasında ulusal hafızayı ve tarihini koymaya çalıştık. Tıpkı vakitte bir okur sayfası da var. Golik mecmuası ticari ve rant alanı değil. Golik’in gayesi sevgiyi yaymak ve toplumun tamamına göstermek istedik” dedi.
‘HER ŞEYE KARŞIN GÜLEBİLEN BİR TOPLUM VAR’
Kürt mizahının politik olduğunu vurgulayan Aktaş, “6 yaşındaki Kürt çocuğu da, 90 yaşındaki Kürt piri de politik sürece hakim. Yakinen takip etmek zorunda kalıyor. Kürtler cezaevinde, tutsak ediliyor. Çeşitli sistematik asimilasyon ve azaba maruz kalıyor. İşimiz çok güç, coğrafyamızda yaşanan tüm bu zorluklara, bu kadar acıya, katliama, artık takvimin her gününe bir acısı sinmiş bir coğrafyaya karşın bir mizah üretmeye çalışıyoruz. Her şeye karşın gülebilen, kararlılıkla dik durabilen ve geleceğe umutla bakabilen bir toplum ve toplum gerçekliği var. Bunu kendi öz lisanında anadilinde yapmaya çalışıyor ve yayıyor. Bu halk hala direniyor ve yaşamak direnmektir deyip bir misyon edinmişler. İşte bu halkın çocukları ve işçileri bir mizah üretiyor” diye belirtti.
‘TÜRKİYE GAZETECİLER İÇİN CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜ’
Türkiye’nin gazeteciler için bir cezaevine dönüştüğünü söyleyen Aktaş, şöyle konuştu: “Bunun örneğini son devirlerdeki gazetecilere yönelik baskınlarda gördük. Kimyasal silah kullanımıyla ilgili bir akın. Madem kendinize güveniyorsanız, Türk Tabipler Birliği gidebilir, orada inceleme yapabilir. Şayet onlara da güvenmiyorsanız, Hudut Tanımayan Hekimler ya da öteki heyetle gidilebilir. Hatta daha kolaylaştıralım, sizin seçtiğiniz tıp öğrencileri ya da akademisyenler gidebilir. Ancak iktidar ısrarla karşı çıkıyor, kimyasal silah kullanımı ile ilgili haber yapan gazetecilere baskınlar yapıyor. Şebnem Korur Fincancı hakkında tutuklama kararı veriliyor. Biz de Golik olarak halimiz çok net, umarız milletlerarası heyetler hakikati ortaya çıkarır.”
