ANKARA -DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin 21’inci aksiyon planı olan Temel Haklar Aksiyon Planı’nı açıkladı. Partinin genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında tanıtılan aksiyon planının detaylarını Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu anlattı.
DEVA Partisi başkanı Babacan, Anayasa’daki 66’ncı hususun yine ele alınmasını teklif ettiklerini belirtti. Anayasada tabirleriyle yer alan “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” hususunun yine ele almayı teklif ettiklerini belirten Babacan şunları söyledi:
“Parti programımızda açıkça beyan ettiğimiz üzere biz, ülkemizde daha kapsayıcı ve daha kuşatıcı yeni bir vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Ülkede hiç kimsenin ayrımcılığa maruz kalmamasının temel desteklerinden biri, güçlü bir vatandaşlık anlayışıdır. Herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesi, böylesine güçlü bir vatandaşlık anlayışının hâkim kılınmasıyla mümkündür. Bu kapsamda, anayasamızın 66’ncı unsurunu, çağımızın gereği olarak, kapsayıcı bir anlayışla tekrar ele almayı teklif ediyoruz.”
‘EKSİK GEDİK DEĞİL, TAM DEMOKRASİ’
Konuşmasında eşit vatandaşlık ve özgürlükçü laiklik bildirileri veren Babacan, “Türkiye’ye asıllı bir zihniyet değişimi öneriyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, tüm vatandaşlarımızı kapsayan orijinal bir yaklaşım öneriyoruz” diye konuştu.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de özgürlük temel sınırlamanın ise “istisna” olacağını belirten DEVA önderi, “Tereddüt halinde yorum özgürlük lehine yapılacak. 85 milyonun söz özgürlüğünü sonuna kadar koruyacağız. Demokrasimize sahip çıkmak ismine basın özgürlüğünü güçlendireceğiz” diye konuştu.
Toplantı ve şov hakkına sahip çıkacaklarını, hedeflerinin vatandaşların özgürlük alanını genişletmek olduğunu belirten Babacan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle sıralandı:
TOPLANTI VE ŞOV HAKKINA SAHİP ÇIKACAĞIZ: Toplantı ve şov hakkına sahip çıkacağız. Bakın, bu yalnızca muhalefette sarf edilmiş bir kelam değil. İktidar gayesi olarak önümüze koyuyoruz. Milletin tenkitlerine asla kulaklarımızı tıkamayacağız. Mülki yönetim amirlerinin toplantı ve şov yürüyüşlerinin düzenlenmesine ilişkin yasaklama yetkilerini kısıtlayarak berbata kullanılmalarının önüne geçeceğiz.
ÖZGÜRLÜK, TÜRKİYE’YE BOL GELMEYECEK: Bizim tek hedefimiz var: Vatandaşlarımızın özgürlük alanını genişletmek. Hiç merak etmeyin. Özgürlük, Türkiye’ye bol gelmeyecek. Özgürlük elbisesi ülkemize inşallah çok yakışacak.
ESASLI BİR ZİHNİYET DEĞİŞİMİ ÖNERİYORUZ: Türkiye’ye asıllı bir zihniyet değişimi öneriyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, tüm vatandaşlarımızı kapsayan orijinal bir yaklaşım öneriyoruz. Toplumsal barış ve eşitlik hedefliyoruz. Türk-Kürt-Arap-Laz-Çerkes demeden, sağcı-solcu demeden, Sünni-Alevi demeden, inançlı-inançsız demeden herkesin eşit ve onurlu vatandaş olduğu bir Türkiye hedefliyoruz.
ANADİLİNDE EĞİTİMİN ÖNÜNDEKİ PÜRÜZLERİN KALDIRILMASI GEREK: Herkesin anadili, anasının ak sütü kadar helaldir. Bu topraklarda konuşulan tüm lisanlar, bizim dilimizdir. Biz bütün bu lisanlara tıpkı yakınlıktayız. ‘Eşit mesafedeyiz’ demiyorum. ‘Aynı yakınlıktayız’ diyorum. Anayasamızın 42. unsurunun bu doğrultuda değiştirilmesini öneriyoruz. Ortak ve resmi lisanımız Türkçeye ek olarak, eğitim ve öğretimde ‘anadilinin kullanılması ve geliştirilmesi hakkı’nın anayasal garantiye kavuşturulması gerektiğini söz ediyoruz. Anadilinde eğitimin önündeki manilerin kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Yerelden gelen talepler doğrultusunda, yerleşim yerlerinin isimlerini aslına döndürülmesini de kıymetli bir maksat olarak önümüzde durması gerektiğini söz ediyoruz.
ZORLA KAYBETME FİİLİNİ MÜSTAKİL BİR HATA OLARAK DÜZENLEYECEĞİZ: Cumartesi Annelerinin acısına kör, feryadına sağır kalmayacağız. Evladı dönsün diye kapısını gece-gündüz açık tutan ana-babaların, mezar taşına bile hasret kalan kardeşlerin, eşlerin acısına sessiz kalmayacağız. Bu karanlığın üstüne gideceğiz. Birleşmiş Milletler Bütün Bireylerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Milletlerarası Mukaveleyi imzalayacağız. Ceza kanunumuzda, zorla kaybetme fiilini müstakil bir cürüm olarak düzenleyeceğiz ve zamanaşımı kapsamında olmayacağını da açıkça ekleyeceğiz. Bu hareketi de insanlık cürmü olarak tanımlayacağız. İnsanlığa karşı işlenmiş kabahatlerde zamanaşımı olmaz. Hukuk devletinin onurunu kurtaracağız.”
İŞKENCEYE, ÇIPLAK ARAMAYA SON VERECEĞİZ: Hukuk devletinde vatandaşın canı, devletin yüz akıdır. Cezaevlerinde ömür hakkı ihlallerine göz yummayacağız. Kolluk gücü tarafından vatandaşlarımıza uygulanan onur kırıcı muameleye hiçbir şartta müsamaha göstermeyeceğiz. Azaba, çıplak aramaya son vereceğiz. İhmali, kusuru ya da kastı bulunan sorumlular hakkında gereğini yapacağız. Neredeyse 20 yıl sonra ülkemizin tıpkı noktaya gelmiş olmasından hicap duyarak, yine ‘işkenceye sıfır tolerans’ diyeceğiz.”
CEMEVLERİNİ İBADETHANE OLARAK TANIYACAĞIZ: İbadethanelerin ibadet yeri olarak tanınmasının önündeki mahzurlardan önemli ölçüde rahatsızız. Herkesin inancına hürmet duymak zorundayız. Bu kapsamda, Cemevlerini ibadethane olarak tanıyacağız.
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİNİ ÇOĞULCU İÇERİĞE KAVUŞTURACAĞIZ: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini bütün dinleri kapsayacak formda, objektif ve çoğulcu bir içeriğe kavuşturacağız. (DUVAR)
