Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de ‘Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı’nda konuşuyor.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Günümüz dünyasında en çok tartışılan konuların başında insan hakları geliyor. Suriye’den Filistin’e, Yemen’den Arakan’a kadar dünyanın birçok yerinde insan haklarını hiçe sayan ağır ihlallerin yenileri geliyor.
Covid-19 salgını, mülteci sıkıntısı bu acı gerçeğin en çarpıcı örnekleri olarak görülüyor. Göçmenlere yönelik nefret kabahatleri görmezden geliniyor, yok sayılıyor. Gelişmiş diye tabir edilen ülkelerin salgın periyodunda kendilerini korumak ismine sergiledikleri bencilliklerini bugün utançla hatırlıyoruz. Salgın sürecinde vicdanını yitiren ülkeler gördük. Kimi medya kuruluşları ve siyasetçilerin de telaffuzuyla bu nefret iklimini körüklediklerini şahit oluyoruz. Milyonlarca Müslümanın tabir özgürlüğünün elinden alındığı, inançlarının tehdit kaynağı olarak görüldüğü durumlarla karşı karşıyayız. Göçmenlere ya da yabancılara yönelik nefret hataları ya görmezden geliniyor ya da örtbas ediliyor. Kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi önemseyenlerin ikili standartları artık örtülemeyecek hale gelmiştir.
Benzer bir durum direkt insanımızın hayatına kıymış, terör hareketinde bulunmuş teröristler için de geçerlidir. Ömür hakkına kast eden eli kanlı caniler, korunmakta, hiçbir türel tahkikata uğramadan hayatlarını özgürce sürdürebilmektedir. Bugün NATO’da yahut BM çatısı altında birlikte olduğumuz birtakım ülkeler, haydutların sığınağı haline dönüşmüştür. Terör suçlularının hesap vermesi konusunda maalesef hiçbir uğraş harcanmıyor. Meclisimizi ve Cumhurbaşkanlığı binasını bombalayan FETÖ elebaşı ABD’den örgütünü yönetmeye devam edebiliyor. PKK militanları Avrupa’nın göbeğinde protesto düzenleyip vatandaşlarımıza saldırabiliyor. Paris’te yaşanan hadiseler bunun en son örneğini teşkil etmiştir. Taarruzlarını bilhassa işindeki, gücümüzdeki insanımıza kast etmeye kadar götürmüşlerdir. Bu olayların terörle uğraşta yeni bir devri başlatmasını ümit ediyorum. Avrupa’da yuvalanan terör yandaşlarına karşı önlem almakta geç kaldıkları her gün tehlike daha da büyüyecek, kanser hücresi üzere bünyeyi saracaktır.
Türkiye örnek bir duruş sergilemektedir. Çatışma bölgelerinden kaçan 4 milyonu aşkın mazlum ve mağdura biz kucak açtık. Kapımıza gelip ülkemize sığınan kimseyi zorla geri göndermedik. Kobanili Kürtlere, Suriye’nin başka bölgelerindeki Arap kardeşlerimize de sahip çıktı. Kimsenin inancına, kökenine bakmadık. Suriye’nin kuzeyindeki güvenlik ortamı güzelleştikçe ülkemizdeki Suriyelilerin konutlarına dönüşleri hızlanmaktadır. Şu anda briket konutlar yapmaya başladık, insanca yaşamalarını sağlayalım istedik. Kar, kışta çadırlardan bu insanları kurtaralım istedik. Briket meskenlere yerleştirerek insani bir hayat halini onlara hazırlayalım istedik. 550 bin sığınmacı Suriye’ye geri dönmüştür. Türkiye, Rusya ve Suriye olarak bir müddettir yürüttüğümüz diplomatik temaslar meyvesini verdikçe bu sayılar daha da artacaktır. Biz kardeşlik, komşuluk ve insanlık misyonumuzu yerine getirmeyi sürdüreceğiz.” (HABER MERKEZİ)
