Halkların Demokratik Partisi (HDP) Onursal Genel Lideri Ertuğrul Kürkçü, Youtube kanalı Yine TV’de Gazeteci Ayşegül Doğan’ın sorularını yanıtladı. HDP’nin kendi adayı ile seçime gireceğini açıklamasının olduğu yeri işaret etmesiyle ilgili olduğunu söyleyen Kürkçü, “Eşit hakla, eşit oyla girdiğimiz bir seçimde isteğimiz isteniyorsa isteğimiz aranmalıdır. Nedir bizim isteğimiz, bunu bizimle müzakere ediniz. Demiyor ki ben ne dersem kabul edin. Ancak buradaki temel problem budur” diye konuştu.
Kürkçü’nün konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
HDP KİTLESİ SEÇİMLERİN SONUCUNU TAYİN EDECEK: Seçim düzlemine gireli hayli oldu. Bu düzlemde olduğumuz, bilhassa iktidar arbedesinin ikinci ayağında duran Altılı Masa tarafından gereğince idrak edilmiş üzere durulmuyor. Zira herkes biliyor ki kendi kuvvetleriyle bu seçimi alamazlar. İkinci çeşide kalabilirler. Millet İttifakı tek başına bu seçimleri alamaz. Bunu herkes biliyor. Hiç yüzde 51 gözüktü mü Millet İttifakı rastgele bir ankette? Herkes biliyor ki artı-eksi yüzde 40, iki blokun pozisyonudur. Burada HDP’nin temsil ettiği seçmen kitlesi tayin edecektir seçimlerin sonucu. Terazi ne tarafa yıkılacaktır. Ya da terazinin ne tarafa yıkılacağına taraflardan hangisi nasıl sebep olacaktır? Seçimin tartışma merkezi budur.
TALEPLER KONUSUNDA BİR ŞEY DİYECEK MİSİNİZ: HDP, kendi başına bir partidir. Rastgele bir tarafın mütemmim gücü olmadığını, demokrasinin, barışın, insan haklarının, bayanların kurtuluşunun tarafında olarak seçimlere gireceğini ve bunları tanıyanlarla güç birliği yapmaya açık olduğunu çoktandır ilan etmiş olan bir parti. Esasen muhalefet blokuna şunu söyledi: Bu talepler konusunda hala bir şey demediniz. Diyecek misiniz? Demeyecekseniz biz kendi taleplerimizi kendimiz dillendireceğiz. İsterdik ki biz bunu ortak adayla dillendirelim ama bu türlü bir hazırlık görmüyoruz. O nedenle biz aday çıkartacağız, sürpriz olmasın.
ORTAK DEĞİLSEK BİZİM OYUMUZ NEDEN GARANTİ SAYILSIN: Burada hesap şaşırtan, bilinmeyen HDP’nin siyasi konumuyla bu siyasi davranışı ortasında çelişki oluşturan rastgele bir şey denmedi. Muhalefet blokunun hiçbir biçimde bu davet karşısında tarafının ne olduğu bilinemedi. Hatta UYGUN Parti Genel Lideri Meral Akşener son derece açık sözlerle HDP’nin muhatap alınması taleplerinin görülmesi üzere bir adımın Altılı Masa’nın bünyesine muhalif olduğunu deklare etti. Madem seçimler geldi, o vakit HDP’nin buna nazaran tertiplenmesi kadar doğal bir şey olamaz. Kendi hakkını savunmanın en kıymetli aksiyonu, “Ben buradayım” demektir. Kendini göstermektir. HDP böylelikle onları daldıkları uykudan uyandırmış oldu. “Vardık, varız, var olacağız, artık siz karar verin” dedi. Ortak aday bizim adayımız değilse, biz ortak değilsek neden bizim oyumuz şimdiden garanti sayılsın.
RIZAMIZ İSTENİYORSA İSTEĞİMİZ ARANMALIDIR: HDP’nin sesini yükseltmesi aslında olduğu yeri işaret etmesiyle ilgili yalnızca. Yeni hiçbir şey yok. Aritmetik olarak Türkiye’nin denklemi aşikâr; birinci kutup iktidar kutbu, ikinci kutup onarım kutbu, üçüncü kutup radikal demokrasi kutbu. Bu üç kutbun oluşturduğu bir siyasal denklem var. Bu siyasal denklemin faşizme hakikat giden iktidar kutbunu alaşağı edebilmesi geri kalan ikisinin demokratik prensiplerde mutabakatına bağlı. Bu kadar kolay. Beşerler oy verirken bir iradi tercih yapıyorlar. “Veriyorum zira şundan.” Neden olduğunu hala konuşabilmiş değiliz. O yüzden HDP’ye “Senin katkına talibiz” diyen olmadığına nazaran HDP’ye otomatik olarak bu durumdan çıkan görev “Kürt Mehmet nöbete”. Bu iş bitti, bu türlü bir hayat yaşanmıyor artık. Kürtler topluma bunu söylüyorlar. Eşit hakla, eşit oyla girdiğimiz bir seçimde isteğimiz isteniyorsa isteğimiz aranmalıdır. Nedir bizim isteğimiz, bunu bizimle müzakere ediniz. Demiyor ki ben ne dersem kabul edin. Fakat buradaki temel sıkıntı budur. (HABER MERKEZİ)
