AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi 2022-2023 Akademik Yılı Açılışı ve Memleketler arası Türk Dünyası Sempozyumu programında konuştu.
“Türkiye’nin deniz hak ve menfaatlerinden vazgeçmeyeceğini” söyleyen Yıldırım, tarihi bir toplantı yaptıklarını söyledi. Yıldırım, “Herkes aklını başına alsın. 21. yüzyıl Türkiye’nin yılı olacaktır, Türklüğün yüzyılı olacaktır. Bunun ayak seslerini duyuyorum. Bugün memleketim Erzincan’da gerçekleştiğimiz bu milletlerarası sempozyum yeni yüzyılın bir habercisidir. Yıllar sonra bu toplantı anılacaktır” dedi.
‘DÜNYAYI BU HALE GETİRENLER ORTASINDA BİZ DE VARIZ’
Üniversitenin akademik yıl açılışında konuşan öğrencinin, iklim değişikliğine dikkati çekmesinin kendisini çok heyecanlandırdığını anlatan Yıldırım, “Bu dünyayı bu hale getirenlerin ortasında biz de varız. Fakat bizim katkımız, kapitalist, gelişmiş olarak kabul edilen ülkeler kadar değil. Dünyamızı daha çok onlar kirlettiler aymaz bir halde. Endüstrileşmede etraf hassasiyetini göz gerisi ederek denizlerimizi, tabiatımızı ne yazık ki hor kullandılar ve global ısınmanın asıl sorumluluğunu onlar taşıyor” dedi.
AA’nın aktardığına nazaran Yıldırım, konuşmasında karbon ayak izine ait de değerlendirmede bulundu:
“Karbon izinin ve karbon emisyonunun azaltılması konusunda da dünyayı kirletenlerin, yükü ve faturayı gelişmemiş, az gelişen taksiratı olmayan ülkelere yıkma uğraşını de ibretle izliyoruz. Bir vakitler 90’lı yılların başında Polonya bağımsızlığına kavuşunca Avrupa Birliği o yıllarda ben de Baltık ülkelerinde ihtisas eğimindeydim bir tartışma vardı. Avrupa Birliği ülkeleri Polonya’ya diyor ki ‘Tamam sen bağımsız oldun Avrupa ülkesisin lakin lütfen şu Baltık’ı kirletmeyin. Kanalizasyonlarınızı atıklarınızı Baltık Denizi’ne vermeyin.’ Polonya’nın da karşılığı çok değişiktir. Onlara şunu söyledi. ‘Yıllardır siz her türlü içine ediyorsunuz, Baltık’ı bu hale getirdiniz, artık bana bunu yapmayın diyorsunuz. Benim bunu yapacak gücüm yok buyurun siz yapın. Değilse siz ne kadar Baltık’ı kirlettiyseniz bende o kadar kirleteceğim ondan sonra oturup bir arada temizleyelim.’ Bu aslında şu manaya geliyor. Verilen tahribatın, zararın bedelini külfetini herkes hak ettiği kadar paylaşmalıdır. Etraf hassasiyetine gelince Türkiye gelişmiş ülke kategorisine konuyor. Öbür mevzular gelince gelişmekte olan ülke kategorisinde yer alıyor. Bu türlü bir ikili standartla karşı karşıyayız. Kaideler ne olursa olsun fakat biz genç Damla kızımızın dediği yolda, iklim değişikliğini gelecek kuşaklara gençlerimize emanet edecek olduğumuz bu toprakları dünyayı daha fazla tahrip edilmesine müsaade vermeyeceğiz.” (HABER MERKEZİ)
