Akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybeden oyuncu Billur Kalkavan, dün Zincirlikuyu Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra son seyahatine uğurlandı. Kalkavan’ın sevgilisi Buğra Bahadırlı, cenaze merasimi sonrasında Kalkavan’ın kanser uğraşını anlattı.
DHA’nın aktardığına nazaran, Buğra Bahadırlı, “Ocak ayının ortasında korona virüsü geçirdikten sonra doktora gitmiştik, sonrasında lenfleri şişmeye başlamıştı. Mart ayının sonuna yanlışsız bana göğsünde sıkışma olduğunu söylemişti. ‘Tomografi çektir’ demiştim, korona virüsünden sonra olabilir diye düşündük, tomografi çektirdi. Bu türlü gitti doktora, biz de bir yere gidiyorduk o rapor geldiğinde. Rapora baktım, akciğerde beş santim büyüklüğünde bir kitle, tıpkı formda karaciğerinde de vardı, kemiklerine kadar metastaz yapmıştı. Hekim bize bir an evvel onkoloji kliniğine görünmemiz gerektiğini söyledi. Billur, bunu duyduğunda çok üzülmüştü, yıkılmıştı. Benim de başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Sonuna kadar çaba etmeniz gerekiyor” dedi.
Bahadırlı, Kalkavan’ın tedavi sürecinde gücünün çok güzel olduğunu belirterek, “Tetkiklerinden iki gün sonra karaciğer tümörü ilerlemeye başladı, hayatımıza kırmızı reçeteli ilaçlar girdi. O vakit kanserle uğraşan birinin nasıl kahırlar çektiğini, nasıl uykusuz geceler yaşadığını anlamaya başladım, gerilimi başladı. Biz gerçek tedaviyle, bu süreçleri çoğunlukla durdurmuştuk. Sonraki süreçte bu sürece sürüklenen vakte kadar, iki üç haftaya kadar hekim çok uygun bir yol aldık, sana son tetkikimi, yapıp resmi açıklamayı yapacağım demişti. Tümörlerde gerilemeler oluyordu, gücü çok düzgündü, bacakları, kolları tekrar çalışmaya, tartı kaldırmaya, yürüyüşlerine başlamıştı” diye konuştu.
‘ÖLÜM HAYATI BİTİRİR, İLGİYİ DEĞİL’
Son süreçte yaşadıklarını aktaran Bahadırlı, “Sonrasında bir enfeksiyon süreci başladı, kemoterapi portu kullanıyorduk. Hastaneler enfeksiyonlar açısından riskli, güçlü bakteriler ve mantarlar oluyor. Buraya, porta bir mantar yerleşmiş. Mantarın tedavisi de uzun bir süreç. Ağır bir enfeksiyon süreci yaşadı, hekimler tedbiri alarak çok kuvvetli ilaçlarla müdahale etmiş lakin dirençli bir mantar olduğu için tedavi işe yaramamış. İki haftalık bir enfeksiyon sürecine girdi, bedeni çok dirençliydi, görmeliydiniz. Lakin sonunda dayanamadı, ağır bakıma aldık, kalbi dayanamadı” tabirlerini kullandı.
Bahadırlı, “Dün Seren Serengil’le konuştum, kendi ortalarında da konuşuyorlar süreci, en son Billur ‘Eve dönmem lazım, Buğra’yı bırakmamam lazım zira ben ölürsem o çok yalnız kalır’ demiş. Çok haklı. Acıyan yer orası, acıtan da kendi kişiliğim onun tarafında bir dert olduğunu düşünmüyorum. Bir laf vardır, ‘Ölüm hayatı bitirir ilgiyi değil’, devam edecek mutlaka” diye konuştu. (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)
