Prof. Dr. Celal Şengör hakkında bir televizyon programındaki kelamları münasebet gösterilerek “Halkın bir kesitinin benimsediği dini pahalara alenen aşağılama” suçlamasıyla açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
Kararı köşesinde paylaşan Habertürk muharriri Fatih Altaylı, “Celal Şengör’ün tabirini alan savcılık, yaptığı inceleme sonucunda ‘takipsizlik’ kararı verdi” dedi.
‘ADALETE İTİMAT TAZELEDİK’
Altaylı’nın yazısı şöyle:
“Size hoş bir haber vereyim.
Biliyorsunuz dostum Celal Şengör’ün Teke Tek’te sarf ettiği birtakım tabirler nedeni ile Diyanet İşleri Başkanlığı Teke Tek programı ve Celal Şengör hakkında RTÜK ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunmuştu.
RTÜK Teke Tek programına ceza verirken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da Celal Şengör’ü tabire çağırmıştı.
Biz de Celal’le birlikte kalkıp Adliye’ye gitmiştik.
Celal Şengör’ün tabirini alan savcılık, yaptığı inceleme sonucunda “takipsizlik” kararı verdi.
Yani Celal Şengör’ün kelamlarında hakaret, Yahudiliği ve Hristiyanlığı, dini inançları aşağılama üzere kabahat olmadığına hükmetti.
Açıkçası Adalet’e itimat tazeledik diyebilirim.”
Ne olmuştu?
Şengör, 23 Mayıs’ta katıldığı programda, “İbrahim diye bir adamın yaşadığı malum değil…Bütün bu söylenen bireyler tarihte yok. Bunların hepsi o üç tane kutsal kitap denilen aslında… Hayır lakin bu kıymetli Suriye din geleneği Mezopotamya din geleneğinden türemiş bir yan branştır. Bizim bugün İbrahimi dinler dediğimiz işte Musevilik, Hristiyanlık, gerisinden İslam yani Museviliğe bakıyorsun Musa peygamber diyorlar. O adamı da tarih bilmiyor. Yok o denli bir isim. Yahudilerin kitabında bir Mısır’dan çıkış vardır meşhur. Yok o denli bir olay. Yani incelendi, yayınlandı” sözlerini kullanmıştı.
Şarkıcı Gülşen’i konserde imam hatiplilere yönelik kelamları nedeniyle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik” savıyla tutuklamaya sevk eden savcı Türkşad Kunthan Uçuk, Şengör’e de bu kelamları nedeniyle soruşturma açmıştı. 6 Eylül’de söz vermeye giden Şengör, “Türkiye’de de Diyanet ve RTÜK, Orta Cağın görüşlerine geri dönerek benim lisana getirdiğim bir tarihi gerçek için Habertürk kanalına ceza verilmesini temin etmişlerdir. Maalesef bir Cumhuriyet savcısı da 21. yüzyılda bilimi reddederek dinî masalları pahaların temeli yapan bir görüş için beni kuşkulu ilan etmiştir. Bu yapılan hiçbir bilimsel ortamda savunulamaz, her iki kurumu da gülünç duruma düşürür” demişti. (HABER MERKEZİ)
