ÂLÂ Parti Genel Lideri Meral Akşener, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne yasal teminat getirilmesi teklifi üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın anayasal düzenleme daveti yapmasıyla başlayan tartışmayı kıymetlendirdi.
Sözcü gazetesine konuşan Akşener, “Kapanmış yaraların üzerinde konuşmayı hakikat bulmadığımı söz etmek isterim” tabirini kullandı. Türkiye’de çok fazla kanayan yara bulunduğuna dikkat çeken Akşener, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Derin yoksulluk içindeki konutları geziyorum. Bir kapağı yamuk buzdolabını açtığımda içinde hiçbir öbür besinin yer almadığı, mercimek çorbaları görüyorum. Yağ bile yok. 3.5 yaşında kucağınıza aldığınızda kemikleri sayılan kız ya da erkek çocukları görüyorum. Rutubet münasebetiyle astım olmuş çocuklar görüyorum. 15’inden sonra da obez olmuş kız ve erkek çocuklar görüyorum.”
“Bir bayanın başını örterek ya da açarak gezmesi insan hakkıdır” diyen Akşener, bununla ilgili bir sorunları bulunmadığını vurguladı. Akşener, “Başörtüsüne dair geçmişte yaşananlar yanlıştı. O yanlışlığı da bağıra bağıra tabir edenlerden birisiyim. Fakat o hususun artık sorun olmaması, gündemimizden çıkması kelam konusu. Hatta başörtüsüyle Meclis’e girecek olan bayan milletvekilleriyle ilgili görüşmeyi Sayın Cemil Çiçek’in isteğiyle ben yönettim. Sayın Kılıçdaroğlu genel liderdi. Kendisiyle de konuşarak hiçbir soruna, incitmeye sebep vermeden yönettik ve o iş de bitti. Temel prensip olarak elbette hakkın hukukun yanındayız. Biz besine erişim üzere kanayan yaraları konuşmak durumundayız.”
‘GIDA TAŞIYAN ARAÇLARIN GEÇİŞ FİYATINI 1 YILLIĞINA SIFIRLAYIN’
Türkiye’nin acil tahlil bekleyen meseleleri bulunduğuna dikkat çeken Akşener şu tekliflerde bulundu:
“Gittiğim her yerde görüyorum ki, vatandaşımız bilhassa besin enflasyonu altında eziliyor. Acil adımlar atılabilecekse, bu hususta atılmalı. Besin fiyatları, Tarım Kredi Kooperatifinin market raflarından düşürülmez. Gelin bir adım atın, besindeki maliyetleri nakliyeden başlayarak indirin. Bakın, zerzevat meyveden ete, bakliyattan paket eserlere, Türkiye’nin dört bir yanında kamyoncu esnafımız, nakliye firmaları taşıma yapıyor. Çabucak çabucak tamamı da fiyatlı otoyol kullanıyor. Hele İstanbul üzere bir metropolde, yani 16 milyon vatandaşımızın besinini taşıyan anaçlara, yeni otoyol ve yeni köprü zarurî. Bu neye sebep oluyor, 150 km. fazla yol yaptıkları için yakıt masrafı katlanıyor. Bunun yanında yüksek geçiş fiyatları ödeniyor. Nakliyeci bu yükü kendi fiyatına, toptancıdan perakendeciye kadar esnaf da fiyatlara yansıtıyor. Buradan davet yapıyorum; gelin, kapanan yaralarla değil kanayan yaralarla uğraşın bu maliyeti düşürün, besin fiyatları da düşsün. Devlete ilişkin otoyollarda yetki iktidarda. Besin taşıyan tüm araçların geçiş fiyatını 1 yıllığına sıfırlayın. Besin taşıyan araçlar, bir yıl boyunca fiyatlı otoyol ve köprüleri fiyatsız kullansın. Emin olun, nakliye maliyetlerindeki düşüş, besin fiyatlarına da önemli biçimde yansır.”
‘24 MİLYAR TL TÜRK TELEKOM ÜZERİNDEN HARİRİLERİN CEBİNE ÖDENDİ’
Geçtiğimiz mart ayında çiftinin gübre atamadığını kaydeden “Buna karşılık 76 milyar TL kur muhafazalı mevduata ödendi. Ankara’daki Ankapark’a 14 milyar lira ödendi. 24 milyar TL de Türk Telekom üzerinden Haririlerin cebine ödendi. Bu para ile gübreyi bir kezliğine fiyatsız verebilirdik. Gençlerin KYK borçlarının tümden silebilirdik. Ve bir yıl boyunca sabah ve öğle yemeklerini devlet okullarında okuyan lise son sınıfa kadar olan öğrencilerimize bunu fiyatsız verebilirdik. Buradan yürümenin Türkiye’ye büyük yarar sağlayacağını düşünüyorum. İnsanların haklarına yönelik hürmetimiz sonsuz. O kişisel hakların yanında, yöresinde gerisindeyiz.”
‘SEÇİMİ BİR AY ÖNE ALABİLİRLER’
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olabilmesi için seçimin erkene alınmasına dair tartışmalarla ilgili de açıklamalarda bulundu:
“Muhtemelen bir ay farkla erken seçim kararı alınacak üzere görünüyor. O denli bir durumda arkadaşlarla konuşacağız. Ben milletvekili değilim. Bütün kararları arkadaşlarım, milletvekilleriyle tartışıyoruz.
Ama ortada daha vahim bir durum var. Günlük, küçücük işlerle meşgul oluyoruz. Söylemeye çalıştığım şey şu: AK Partililer için söylüyorum bunu. Dün 28 Şubat’ın eseri olarak pek çok yanlışlığın sonucunda bu arkadaşlarımız işbaşına geldi. O eserler nedeniyle dişlerini sıka sıka bir sistem oluşturdular. Artık biz parlamenter sistem dediğimiz vakit; bu işte öğrendik ki istikrar ve denetleme düzenekleri çok değerliymiş. Öğrendik ki bunların hiçbiri olmayınca gayrı ciddilik had safhadaymış. Buradaki öznenin ne olması gerekirdi? İnsan.
Şimdi bu sistemin içerisinde, seçimden seçime insan var. Sonrasında herkes gidiyor. Tıpkı ucube sistem üzerinden rekabet ettiğiniz vakit nefret alanının içine her gün birileri ekleniyor. 3’üncü sefer seçilir mi, seçilmez mi sorularının çok ötesinde bir sorun. Bunu da AK Partililerin düşünmesi gerek. Tayyip Erdoğan’ı en çok sevenlerin tam bilakis oy kullanması gerekiyor. Alt taraf 5 sene… Lakin bu Türkiye’ye neler kaybettirecek?” (HABER MERKEZİ)
