14 Mayıs’ta yapılacak genel seçimlerin akabinde iktidarın değişmesi durumunda ülkeye yüklü bir yabancı sermaye girişi olabileceğini söyleyen Ekonomim.com müellifi Alaattin Aktaş, yabancı sermayenin bir anda gelmesinin enflasyonu ve faizi artırılabileceğini belirterek aykırı istikametli sermaye denetiminin gündeme gelebileceğini tabir etti.
‘ENFLASYON ALIR BAŞINI GİDER’
Aktaş’ın yazısından ilgili kısım şöyle:
“Genel kanı Millet ittifakı ile birlikte yurt dışından yüklü bir sermaye girişi olacağı tarafında. Muhtemelen de bu olabilir. Ancak bunun da birtakım yan tesirleri ortaya çıkacak.
Varsayın ki bir ayda örneğin portföy yatırımı için 20 milyar dolar geldi. Bu dövizi almak için karşılığında TL vereceksiniz. 20 milyar dolar giriş, bugünkü kurla piyasaya 380 milyar lira sürülmesi demek. Çok kısa bir vakitte bu kadar para piyasaya çıkarsa ne olacağı çok açık değil mi; enflasyon alır başını masraf.
Dolayısıyla buna müsaade verilemez. Bu paranın bir formda sistemden geri çekilmesi gerekir. Bunun yolu da muhakkak, faizi artırmak kaçınılmaz olur.
Ama o denli çok yüklü bir faiz artışından kelam etmiyorum, o biçimde anlaşılmasın. Türkiye bankacılık sistemini düşük faizli ve uzun vadeli kağıtlarla boğduğundan beri faizi birden artırma bahtını tümüyle yok etti esasen. Faiz fakat küçük oranlarda ve vakte yayılarak artırılabilir.
TERS İSTİKAMETLİ SERMAYE KONTROLÜ
Girişte de belirttim; biz sermaye denetimi kavramını daima dövize ulaşmanın engellenmesi, yurt dışına döviz çıkarmanın kısıtlanması olarak algılıyoruz. Bakarsınız bu kere aksi taraflı bir sermaye denetimini gündeme getirmek gerekir.
Yurt dışından çok fazla döviz gelirse kurlar üstünde aşağı istikametli bir baskı oluşabilir. Zati yedi aydır sabit tutulan ve seçime kadarki süreyi de katarsak dokuz ayı bulacak olan yatay gidiş bir de aksine dönerse dış ticarette zati bozuk olan istikrar tümüyle bozulabilir.
Ve alışılmış ki biraz evvel de vurguladığım üzere enflasyonun tırmanması durumu…
İşte bütün bunlar gözetilerek yurt dışından döviz girişine aşikâr kısıtlamalar getirilebilir. Karşıt taraflı sermaye denetimi dediğim bu.
Aslında buna “tatlı bir telaş” demek de yanlış olmasa gerek.” (HABER MERKEZİ)
