İZMİR – İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde 16 Kasım 2021 tarihinde üç Suriyeli personel yakılarak katledildi. Yaşanan katliama ait açılan davanın birinci duruşması 1 Mart 2023 tarihinde görülecek. Duruşma öncesi mültecilerin avukatları davaya ait basın toplantısı düzenledi. İzmir Barosu binasında düzenlenen toplantıda konuşan Avukat Eda Bekçi, olaydan yaklaşık 15 gün sonra 29 Kasım 2021 tarihinde yeniden Güzelbahçe’de bir yağma olayı gerçekleştiğini, iki kişinin bıçaklanarak gasp edildiğini hatırlattı.
Olay sonrasında Kemal Korukmaz isimli şahsın kuşkulu sıfatıyla gözaltına alındığını ve emniyet tabiri sırasında bu olaya ek olarak üç kişiyi daha yakarak öldürdüğünü itiraf ettiğini söyleyen Bekçi, soruşturma sonucunda sanık Kemal Korukmaz hakkında “Canavarca hisle tasarlayarak ve yakarak öldürme” kabahatinden üç kere ağırlaştırılmış müebbet mahpus istemi ile dava açıldığını belirtti.
‘EĞER ŞAHIS İTİRAFTA BULUNMASAYDI TAHMİNEN DE KAZA OLARAK KAYITLARA GEÇECEKTİ’
Dosyayı takip eden avukatlar ismine belgeye ait bilgileri ve yeniden problemli olarak tespit ettikleri konuları paylaşan Bekçi, tespit edilen konuları şöyle sıraladı;
?16 Kasım 2021 tarihinde Güzelbahçe’de Birlik beton isimli iş yerinde çıkan yangının elektrik kaçağından kaynaklanan bir kaza olarak tespit edilmesi ve bu kaza sonrasında da vefat eden şahısların tekrar bu kaza sonucunda hayatını kaybettiği istikametinde bir soruşturma başlatılması problemi var. Şayet bu şahıs itirafta bulunmasaydı gerekli inceleme ve faal soruşturma yapılmayacak ve bu vahim olay tahminen de Suriye asıllı personellerin ihmalinden kaynaklanan kaza olarak kayıtlara geçecekti.
?Yangın sonrasında yangının çıkma nedenlerinin tespit edilmesi ve soruşturulmasında İzmir itfaiye Müdürlüğü’nün gerekli araştırma ve incelemeyi yapmadığını ve İzmir Cumhuriyet Savcılığı ve Emniyet Müdürlüğü’nün aktif soruşturma yürütmediğini düşünmekteyiz.
?Bu kademede tespit ettiğimiz bir öteki kıymetli sorun sanık Kemal Korukmaz’ın olaydan iki gün evvel 14 Kasım akşamı bu türlü bir olayı gerçekleştireceğini “Bu Suriyelilerin hepsini ülkeden temizleyeceğiz” halinde kelamlar sarf ederek tıpkı iş yeri çalışanına söylemesi, yangının çabucak sonraki günü sanığın bu telaffuzlarına şahit olan şahidin Güzelbahçe karakoluna giderek; yangını Kemal Korukmaz’ın çıkarmış olabileceği istikametinde tabir vermesine karşın ne yazık ki Emniyet Müdürlüğü’nün ve Cumhuriyet Savcılığı’nın gerekli dikkat ve değeri göstermeyerek bu şahıs hakkında tesirli bir soruşturma yürütmediğini görüyoruz. Sanık bu evrede yakalanıp tesirli bir soruşturma başlatılsaydı sanık hata işlemeye devam edemeyecek ve iki insanın daha gasp edilip yaralanmasının önüne geçilecekti.
?İddianamenin kabulü kademesinde patron hakkında kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir. Halbuki 6331 sayılı İş Sıhhati ve Güvenliği Kanunu gereği patronun emekçilerinin inançlı bir ortamda kalmasını ve çalışmasını temin etmesi gerekmektedir. Olay yeri keşif ve inceleme raporları, şahit beyanları bize göstermektedir ki bu şartlar sağlanmamış Suriye Asıllı personeller sigortasız ve teminattan mahrum şartlarda çalıştırılmış ve barındırılmıştır. Bu mevzuda patron hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına ait karara itirazlar tarafımızca yapılacaktır.
?En nihayetinde kovuşturma etabına geçilmiş ve yargılama başlamıştır. Bu yargılama sonucunda failin ceza alacağı olasıdır. Fakat biz bu yargılamanın olayın gerçek boyutlarını ortaya çıkarmadığını ve asıl hatası yargılamadığını düşünüyoruz. Zira bu cürüm açıkça sanığın sözlerinden de anlaşılacağı üzere mültecilere yönelik nefret saiki ile gerçekleşmiş insan öldürme kabahatidir. Mevcut maddelerimiz ne yazık ki, nefret saiki ile işlenen cürümleri özel olarak düzenlememektedir. Öldürmenin nitelikli hallerinde canavarca hissi, tasarlamayı tanılamakla birlikte nefreti bir neden olarak tanımlamamaktadır. Türkiye’de nefret cürmüne maruz kalan dezavantajlı kümeleri müdafaaya yönelik kâfi türel muhafaza sistemleri bulunmamaktadır. Türkiye’nin acil olarak artan nefret hatalarını önlemeye yönelik gerekli hukuksal düzenlenmeleri hayata geçirmesi gerekmektedir.
Bekçi son olarak tüm hassas kamuoyunu, insan hakları savunucularını, demokratik kitle örgütlerini davanın takipçisi olmaya ve 1 Mart 2023 günü görülecek duruşmaya davet etti. (DUVAR)
