Bayan Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kapatılması için açılan davanın üçüncü duruşması, İstanbul Çağlayan Adliyesi 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma 13 Eylül’e ertelendi.
Duruşmayı katledilen bayanların aileleri başta olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşu da izlemek için salondaydı. Katledilen bayanların ailelerinin müdahillik talepleri evvelki duruşmalarda reddedilmişti.
‘4 YILDIR HUKUK UĞRAŞI VERİYORUM’
Hakim Hakan Kabalci, duruşmaya avukatların gününü kutlayarak başladı. Avukat Nazan Nuroğlu, hakimin avukatlar gününü kutlamasına teşekkür ederek, bugün avukat üzere hissetmek için kapatma davasının reddedilmesini istedi. Duruşmaya, Finlandiya Konsolosluğu, İrlanda Konsolosluğu, Hollanda Konsolosluğu ve Fransa Konsolosluğu katılma talebinde bulundu. Duruşmada katledilen ailelerin yakınları da şahit olarak dinlendi.
Ankara’da 2019 yılında öğrencisi tarafından katledilen akademisyen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar şahit olarak dinlendi: “Platformun kapatılma davasını öğrendim. Kızım katledilmeden evvel takip ettiğim bir kuruluştu. Mağdurların yanında olan bir kuruluş. 4 yıldır hukuk çabası veriyorum. Cinayete kurban giden bayanların yakınlarına dayanak oldukları için platforma gerekli dayanağını veriyorum.”
‘DEVLET BENİ UNUTTU, PLATFORM TAKVİYE VERDİ’
Boşanmak üzere olduğu erkek tarafından kaçırılan Şilan Narman da şahit olarak dinlendi. Narman şunları söyledi: “Eşim beni kaçırdı. Dernek bana yardımcı oldu. Her davama katıldılar. Büsbütün bizim yanımızda duran bir dernek. Davam bitmesine karşın takviyeleri sürüyor. Devrem bana psikolog dayanağı sunacağını söyledi. Fakat beni kimse aramadı. Yeniden dernek bana takviye verdi. Bahsedilen suçlamaların hiç biri yok.”
Ara kararını açıklayan hakim Hakan Kabalci, duruşmaya katılma taleplerini reddetti. Duruşma, 13 Eylül’e ertelendi.
‘BU DERNEK BAYANLAR ÖLDÜRÜLÜYOR DİYE AÇILDI’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğine yönelik, ‘ahlaka alışılmamış faaliyet yürütmek’ suçlamasıyla açılan kapatma davasının üçüncü duruşması öncesinde adliye önünde açıklama yapıldı. Derneğin Genel Sekreteri Fidan Ataselim, burada yaptığı konuşmada, “Bu dernek bayanlar öldürülüyor diye açıldı. Bayanlar eşit, özgür yaşasın diye çaba ediyoruz. LGBT’liler ayrımcılığa uğramasın, nefret cinayetlerine kurban gitmesin diye uğraş ediyoruz. Bizler kim eşitsizliğe uğrarsa, kim haksızlığa uğrarsa onun yanında yer alıyoruz. Bütün eşitsizliklere karşı çıkıyoruz. Halkımız ile birlikte çaba ediyoruz. Bayan cinayetlerini durdurmak isteyen derneği, hangi anlayış kapatmak isteyebilir? Bayanları ayakta tutan ve şiddetten kuruyan 6284 Kanunu hangi anlayış kaldırmak isteyebilir? İstanbul Sözleşmesi’nde hangi anlayış imzayı geri çekti? Bu anlayış Taliban anlayışıdır. İran’daki Molla rejimi anlayışıdır” dedi.
‘HAYATI ÇALINAN HER BAYANIN HESABINI SORACAĞIZ’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platform temsilcisi Gülsüm Kav, “Biz her hava koşulunda, her türlü zorlukta bayan cinayetlerini durdurmaya ve bunun için çabaya kararlıyız. Bir yıldır bizi uğraştırdıkları şeye bakın. Bu memlekette uğraşılacak şey bu mudur? Bayanlar öldürülmesin diye çaba eden bayanları durdurmaya çalışmak mıdır? Bu davadan hangi sonuç çıkarsa çıksın hayatı çalınan her bayanın hesabını soracağız” diye konuştu.
Platform avukatlarından Leyla Süren, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “5 Ekim’den bu yana 95 davaya girmişiz, 161 duruşma yapılmış ve biz hala burada ‘kanuna ve ahlaka aykırı’ gelmekten yargılanıyoruz. Bir derneğin tabelası kanuna ters gelemez. Biz katilleri yakaladığımız için mi ahlaka alışılmamış davranıyoruz? Şubatta 11 bayan öldürüldü ve Türkiye’de birinci kere 12 kuşkulu bayan vefatı oldu. Birinci sefer kuşkulu vefat, bayan cinayeti sayısını geçti. Zira diyorlar ki ‘nasıl olsa kimse işini yapmıyor bari izleyerek öldürelim.’ Bu nedenle bu dava çok kıymetlidir.”
‘ÖFKEM ÇOK BÜYÜK’
Kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden bayanların aileleri ismine Ceyda Yüksel’in annesi Filiz Demiral kelam aldı: “Öfkem çok büyük. Platformun kapatılması, İstanbul Mukavelesi’nin feshedilmesi… Yalnızca tarikatlardan oy kaybetmemek için bayanların üzerinden siyaset uyguluyorlar. Bayan cinayetleri politiktir diyoruz. Adalet Sarayı’nın önünde biz adalet arıyoruz. Türkiye için çok utanç verici bir şey. Hakkımı helal etmiyorum. Cumhurbaşkanı’na asla hakkımı helal etmeyeceğim. Ölüler hakkını helal edemez, kızım hakkını helal edebilir mi? Burada katledilen bayanlar hakkını helal eder mi? Hakkımı da vermiyorum, oyumu da vermiyorum.”
