ANKARA – Kamuoyunda merakla beklenen milletvekili aday listeleri katılaştı. Partilerin Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) isimleri iletmesinden evvel en çok konuşulan adaylardan biri gazeteci Cengiz Çandar oldu. Adaylığına ait toplumsal medyada yansıların açığa çıktığı Yeşil Sol Parti’nin Diyarbakır milletvekili adayı Çandar, kendisine yönelik tenkitleri kıymetlendirdi; aday olmasına dair süreci ve seçilirse atmayı planladığı adımları anlattı.
‘GAZETECİLİK SERÜVENİM SİYASİ BİR HAREKET GİBİYDİ’
Çocukluğunun ve gençliğinin siyasi bir ortamda geçtiğini, 50 yıla yaklaşan gazetecilik hayatının da siyasetle alakalı olduğunu belirten Çandar, “Gazeteciliği haber peşinde koşmanın dışında aşikâr siyasi davalarla ilişkilendirerek yapmaya çalıştım. Çok genç yaşımdan itibaren mazlumların sesi olmak için çabaladım, gazeteciliği de onların davalarının hizmetine vermek için yaptım. Türkiye’de Filistin davasının en yüksek sesli gazeteci kimlikli sözcüsü ben oldum. Bosna uğraşı için tıpkı şey kelam konusuydu. Bir devir ‘Mr. Bosna’ diye isim takılmıştı bana. Kürt sorunu ve Kürtlerin içinde bulunduğu durum da birebir formda daima ilgi alanımda oldu” diye konuştu.
Dünyadaki demokrasiye yönelik her türlü çabayı izlemeye çalıştığını söyleyen Çandar, “Gazetecilik serüvenim siyasi bir aksiyon üzereydi. Artık onun bir öbür kalıbı içinde, TBMM çatısı altında olacağım. Bugüne kadarki tecrübe ve birikimin aktarılması ve devamı olacak. O yüzden yeni ve şaşırtan bir durum olmayacak benim için, o denli öngörüyorum” dedi.
‘HDP TÜRKİYE’NİN ŞANSIDIR’
HDP’yi Türkiye demokrasisinin ve ülkenin birliğinin başına gelebilecek en âlâ şey olarak gördüğünü tabir eden Çandar, uzun müddettir HDP seçmeni olduğunu tabir ederek kelamlarını şöyle sürdürdü: “HDP’yi Türkiye’nin birliğinin, Türkiye demokrasisinin başına gelen en hoş şey olarak görmemin nedeni ülkenin bir numaralı sıkıntısı olan Kürt sıkıntısını Türkiye’nin kurumlarına taşıyarak yol alma iradesini temsil eden parti olmasıdır. Şayet Kürt sorunu barışçıl bir halde, birlik içinde çözülmek isteniyorsa bu türlü bir partinin Türkiye’de bulunması Türkiye’nin talihidir ve demokrasi çabası açısından en büyük ikramdır.”
‘DİYARBAKIR’DAN ADAY GÖSTERİLMEMDEN DOLAYI DUYDUĞUM SEVİNCİ TANIMLAYAMAM’
HDP’den gelen milletvekili adaylığı teklifinin kendisi için onur verici olduğunu söz eden Çandar, Diyarbakır için teklif gelmiş olmasının kendisi için daha da manalı olduğunu belirterek şunları tabir etti: “Diyarbakır benim birinci görüşte aşık olduğum bir kent. Bunu çeşitli yazılarımda da tabir etmiştim. O kadar sık ve uzun müddetler bulundum ki Diyarbakır’da aramda garip bir duygusal bağ oluştu bu kentler. Diyarbakır’dan aday gösterilmemden dolayı duyduğum sevinci tanımlayamam. Uzun siyasi serüvenimin Diyarbakır Milletvekili sıfatıyla yeni bir evreye ulaşması benim açımdan serüvenimin taçlanması manasına geliyor. Diyarbakır’dan diğer hiçbir yer bana bu duyguyu vermezdi.”
‘BUGÜNKÜ REJİM DEVAM EDERSE KÜRT PROBLEMİNİN TAHLİLİ KONUSUNDA YOL ALAMAYIZ’
14 Mayıs seçim sonuçları ve Kürt meselesinin tahliline ait atılması mümkün adımlara dair öngörülerini de aktaran Çandar, “Türkiye’de bugünkü rejim devam ederse Kürt probleminin tahlili konusunda bir adım yol alamayız. Bu rejim varoluş münasebetini Kürt düşmanlığı ve ırkçı Türk milliyetçiliği üzerine inşa etmiş bir rejim. Bu rejimin devamı Kürt sıkıntısının rastgele bir formda tahlilini tabiatı gereği imkansız kılıyor” dedi.
‘ERDOĞAN’IN MAKAMINI TERK ETMESİ, PARLAMENTO ARİTMETİĞİNİN DE FARKLILAŞMASI GEREKİYOR’
Kürt meselesinin tahlili için bir yer oluşabilmesi için demokratik bir iklim oluşması gerektiğini vurgulayan Çandar, “Demokratik bir iklim olmadan Kürt sıkıntısının tahlilini konuşamazsınız bile. Bir sefer Tayip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı makamını terk etmesi, parlamento aritmetiğinin de farklılaşması gerekiyor. Ondan sonda Kürt sıkıntısının tahlili konusunda tabanın doğabileceği kanısındayım” tabirlerini kullandı.
‘PARLAMENTODA GÜNDEME GETİRECEĞİM BİRİNCİ BAHİS TUTSAKLAR VE SÜRGÜNLER OLACAK’
Çandar, parlamentoya girmesi halinde gündeme getirmeyi planladığı birinci mevzunun, Kürt meselesinin tahliliyle yakından alakalı olan cezaevinde ve yurt dışında bulunan politikler olduğunu tabir ederek şunları söyledi: “Hapiste bulunanlar çıkmadan ve sürgünde bulunan beşerler Türkiye’ye dönmeden demokratik tabanda yol alamayız. Selahattin Demirtaş’tan Osman Baydemir’e, Selçuk Mızraklı’dan Gültan Kışanak’a Fırat Anlı’ya, Abdullah Demirbaş’tan Fehim Işık’a bütün bu isimler Türkiye’de olağan siyasi hayatlarını devam ettirmediği sürece Kürt sıkıntısını çözemeyiz. Birinci problem bu rejimin gitmesi, ikinci sıkıntı de tutsaklar için hapishane kapılarının, sürgünler için de ülkenin kapılarının açılmasıdır. Parlamentoya girersem birinci olarak bu mevzuyu gündeme getireceğim.”
‘FAŞİZAN KESİTTEN GELEN TENKİTLER UMURUMDA DEĞİL’
Yeşil Sol Parti’nin aday adayı olmasıyla birlikte bilhassa toplumsal medyada gelişen reaksiyonlara de değinen Çandar, “Gelen tenkitlerin ezici çoğunluğu Türk kimlikli, ulusalcı, faşizan zihniyetli bölümden geliyor. Bunlar umurumda değil. Oradan tenkit gelmese tuhaf olurdu. O kesitten bu kadar gürültülü tenkit gelmesi bu teklifin isabetli olduğu algısını yarattı bende. Beni temel HDP seçmeni ve Diyarbakır halkının ne düşündüğü ilgilendiriyor. Onlardan da en ufak bir olumsuz sinyal almadığım üzere tam aksine çok yüreklendirici reaksiyon ve bildiriler aldım” tabirlerini kaydetti.
