İZMİR – Eğitim Sen İzmir Şubeleri, Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve akabinde çıkarılan Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Meslek Basamakları Yönetmeliği’ne karşı basın açıklaması düzenledi. Konak’ta düzenlenen açıklamada, “AYM iptal et, ÖMK’ye hayır” yazılı pankart taşınarak, “Eşit işe eşit ücret” ve “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atıldı. Eğitim işçileri ismine açıklama yapan Eğitim Sen 5 Nolu Şube Lideri Özcan Çetin, “gerçek bir meslek kanunu olmaktan çok uzak olan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ düzenlemesinin yasalaşmasının çabucak akabinde ana muhalefet partisi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındığını ve AYM’nin mevzuyu ‘esastan görüşmek’ üzere gündemine aldığını” hatırlattı.
‘AYM’NİN VERECEĞİ KARAR ÖNEMLİDİR’
Benzer bir biçimde ‘Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Meslek Basamakları Yönetmeliği’nin de ilgili kanunlara ve Anayasa’ya alışılmamış düzenlemeler içermesi nedeniyle Eğitim Sen tarafından Danıştay’a dava açıldığını söyleyen Çetin, açılan davalara karşın Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın imtihan takvimini işletmekte ısrar etmesinin ise anlaşılır olmadığını belirtti. Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa’ya karşıt düzenlemeler içeren ÖMK’yi 9 Kasım Çarşamba günü temelden görüşeceğini yineleyen Özcan, “Eğitim işçilerinin beklentisi, ÖMK’de yer alan ekonomik iyileştirmelerin bütün eğitim ve bilim işçilerine ayrımsız ve eşit bir halde uygulanması, öğretmenleri ayrıştıran ve ‘eşit işe eşit ücret’ prensibiyle çelişen her türlü uygulamaya derhal son verilmesidir. Bu manada AYM’nin vereceği karar önemlidir” dedi.
‘MÜCADELEMİZİ GEREK HUKUKÎ GEREKSE ÖRGÜTSEL BOYUTU İLE SÜRDÜRECEĞİZ’
Eğitim Sen’in yıllardır yalnızca öğretmenlerin değil, eğitim kurumlarında çalışan tüm eğitim ve bilim işçilerinin çalışma ve hayat şartlarının güzelleştirilmesi gerektiğini savunduğunu lisana getiren Özcan, şöyle devam etti:
“Nitelikli eğitim için öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik işçi, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim işçilerinin hakları ve talepleri de dikkate alınmalıdır. Öğretmenler için düşünülen iyileştirmeler, tüm eğitim ve bilim işçisi arkadaşlarımızın çalışma ve ömür şartlarının güzelleştirilmesi ile birlikte ele alındığında manalı olacaktır. Gerçek bir meslek kanunu hazırlanmak isteniyorsa “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” temel alınmalı, yalnızca öğretmenlerin değil tüm eğitim işçilerinin hakları ve taleplerini teminat altına alan yeni bir kanun yapılmalıdır. Eğitim işçilerinin AYM’den talebi hukuka uygun karar alması, eğitim alanında oluşacak kaosa müsaade vermemesidir. Gündeme geldiği andan itibaren tenkit ve itirazlarımızı kamuoyu ile paylaştığımız Öğretmenlik Meslek Kanunu ve yönetmeliğine karşı uğraşımızı gerek hukukî gerekse örgütsel boyutuyla sonuç alıncaya kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir.” (DUVAR)
