2023’e Altılı Masa açısından daha çok belirsizlikle girildi. Masanın paydaşlarına takviye veren seçmen artık adaylarının aşikâr olmasını istiyor. Cumhur İttifakı açısından her şey çok daha net. CHP’nin son cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye atıfla söylemek gerekirse Bahçeli ve Erdoğan ‘Adam Kazandı 2’nin çekimleri için yola koyuldular. Serinin birinci sineması çok mu beğenildi? Takdir kamuoyunun…
Onların sineması biraz Recep İvedik. Öykü çok kuvvetli değil, senaryo çalakalem yazılmış lakin hem başrol oyuncusu kuvvetli hem eldeki imkânlar geniş. Ve bu kapsamda seçim öncesi tüm düğmelere basılıyor. EYT ise EYT, minimum fiyat, düşük faizli konut kredisiyse o da mümkün hay hay.
Bunların her birinin içerikleri tartışmalara açık olsa da bir formda eldeki imkânlar her küme seçmene, onlardan bir kere daha oy alma umuduyla sunulmaya çalışılıyor. Onların serinin bu sinemasındaki sinopsisinde şunlar yazıyor: Ekonomi makûs, lakin dünya da berbat ve çözerse yeniden AK Parti çözer.
Altılı Masa’nın anlatmak istediği kıssa ise biraz daha grift; başrol oyuncusunun karakteriyle ilgili tanımlamalar yapılıyor, karakterin özellikleri Nuri Bilge Ceylan titizliğinde, lakin ‘seyirci’ sabırsız. T24 Muharriri Murat Sabuncu’ya konuşan Babacan, 84 unsurluk mutabakatlardan, 185 sayfalık siyaset metinlerinden ve her iki mevzuda da yüzde 95’e varan uzlaşmadan bahsediyor; masadaki ahengi överken…
Görüldüğü üzere Altılı Masa’nın yoğurt yeme tekniği alışılmışın hayli dışında. Onuncu buluşmanın sonunda medyasından seçmenine herkesin yüzünde Nuri Bilge Ceylan’ın setinde onuncu tekrar çekimindeki kerli ferli oyuncunun şaşkınlığı var: Nasıl bir şeyin içine düştük?
Altılı Masa’nın mutabakat tekniği ve bunu metinlere bağlama konusundaki disiplini ve bu bahislerde hiç çabuk etmiyormuş üzere durması kendisi açısından pek anlaşılabilir tercihler.
Tüm boşlukları baştan doldurma niyetindeler. ‘Motor’ dediklerinde sağlam bir senaryoya sahip olmak ve ona sadık kalmak istiyorlar.
Altılı Masa ne kadar incelikli bir senaryo yazarsa yazsın kendi bakış açısıyla rolleri ne kadar ‘iyi’ dağıtırsa dağıtsın, HDP’nin dahil olmadığı bir senaryoda seçimi kazanamıyor. İstanbul ve Ankara seçimlerinde bu böyleydi. 2023 seçimlerinde de bu türlü olacak üzere görünüyor.
Altılı Masa’nın ‘cast’ındaki sorun bu noktada ortaya çıkıyor. Türkiye sineması çeken hakkaniyetli bir direktörün masasında 6 milyon seçmeni olan HDP’nin olmaması imkânsız. Ve lakin Altılı Masa’nınkinde yoklar…
Bütün bunlar olurken HDP kendi sinemasını çekeceğini açıkladı.
Pervin Buldan’ın yaktığı ateşten ve ardıllarından anlıyoruz ki HDP cephesinde son günde bağra basılacak taşlar konusunda bir ıstırap var. Artık yok sayılmak, görünmez olmak istemiyorlar.
Meral Akşener’in dün kendini dinleyen kitleye sorduğu ‘İYİ Parti olmadan İstanbul kazanılabilir miydi?’ sorusu HDP için de geçerli. Akşener’in bunu bir halde hesaba katması gerekiyor.
Kelime ve söz öbekleri kurmada hiç sorun yaşamayan Selahattin Demirtaş yeniden dün yaptığı açıklamada durumu pek net özetledi:
“HDP kendini dikkate almayacak adayı destekleme derneği değil.”
Ankara’dan gelen haberler Altılı Masa’nın HDP’nin aday çıkarma kararından bihaber olmadığı tarafında. Tahminen de masada HDP’ye en uzak mahallede oturan UYGUN Parti’ye bu yolla sorunun ciddiyeti anlatılmak ve daha makul bir noktaya çekilmek isteniyor.
Zaten HDP vilayetle de aday demiyor, “Bizimle konuşun” diyor.
Bakalım baharda kaç sinema vizyona girecek ve hangisi seçmeni daha çok ikna edecek.
Muhalefetin unutmaması gereken şey şu: İktidarın elinde gişesi aşağı üst muhakkak, kendi seçmenini ‘dünya yanıyor, biz yeniden de iyiyiz’ bildirisi üzerinden konsolide etmeye çalışan bir öykü var.
Ve Altı Masa’nın bu karakterleri derinleşmiş, senaryosu sağlam, Nuri Bilge Ceylan sinemasının bir ‘mayıs sıkıntısı’ var; o da gişede Erdoğan’ın sinemasını geçmek.
