Gazeteci Fatih Altaylı, AK Parti iktidarının 2010 yılından bu yana, bilhassa seçim devirlerinde Kanal İstanbul Projesini gündeme getirdiğine dikkat çekti, yaklaşık 75 milyar dolara mal olacak projenin alternatifi olarak sarsıntıya hazırlık çalışmalarının yapılabileceğini gündeme getirdi. Altaylı bir öbür alternatif olarak “Ya da 13 yıldır yapılmamış bir işin aslında yapılmayacağını bilir ve bu hususta konuşmayı bile gereksiz bulabiliriz. Karar sizin.” diye yazdı. Altaylı’nın “7 seçim 2 referandum 1 kanal” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Zannederim 2010 yılıydı. Merhum Erol Olçok AK Parti’nin seçim kampanyasını hazırlıyordu. Habertürk’te ziyaretime geldi. Çılgın Proje’nin ne olduğunu birinci o vakit, ondan öğrendim. Karadeniz ile Marmara’yı birbirine ikinci defa bağlayacak yapay bir kanaldı. Ve bence seçim için bulunmuş bir propaganda aracıydı.
(…) Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, projenin maliyetinin 20 milyar dolar civarında olacağını söyledi.Uzmanlar ise bunun 50 milyar dolardan aşağı bir maliyeti olmayacağını tez ediyorlardı. Bu da o gün 1.5 TL olan dolar kuru ile yaklaşık 75 milyar TL ediyordu.
(…) Ortadan geçmiş 13 koca sene, o gün doğan çocuklar bugün lisede.
Bu ortada 4 genel, 3 lokal seçim 2 de referandum görmüşüz.
Her birinde Kanal İstanbul projesi gündeme gelmiş, tartışılmış.
Şimdi 5. seçime gidiyoruz. Yeniden Kanal İstanbul kıssası dinliyoruz.
O gün 50 milyar dolar olan maliyet bugün inşaat maliyetlerindeki artış ve dolar enflasyonunun da tesiri ile en az 75 milyar dolar.
Peki bu para ile neler yapılabilir?
Mesela bir büyük sarsıntıda yerle yeksan olacak olan ve muhtemelen Türkiye’nin bağımsızlığına mal olacak kadar yüksek tesirleri olması mümkün bir İstanbul’u zelzeleye hazırlıklı hale getirebilir, yüzbinlerce insanımızın hayatını kurtarabiliriz.
Ekonomik maliyetinin yaklaşık 100 milyar doları bulacağı söylenen 6 Şubat sarsıntısında yerle bir olan tüm kentleri baştan sona onarabilir, bu kentlerde yaşayan milyonlarca insanın sıkıntısına derman olabiliriz.
Milyonlarca beşere ekmek kapısı olabilecek binlerce üretim tesisi kurabiliriz.
75 TOGG fabrikası, 375 tank fabrikası yapabiliriz.
Ya da Kanal İstanbul’u bir küme müteahhide ihale edip, 75 milyar doları bunların cebine koyar ve dış borç hanemize 75 milyar dolar daha ve bunun faizlerini de ekleyebiliriz.
Ya da 13 yıldır yapılmamış bir işin aslında yapılmayacağını bilir ve bu bahiste konuşmayı bile gereksiz bulabiliriz.
Karar sizin.” (HABER MERKEZİ)
