Nur Kaplan
ANKARA – 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde Özel Bölüm Öğretmenleri Sendikası üyeleri Türkiye’nin dört bir yanında hareketler yaptı. Ankara Ulus’ta bir ortaya gelen özel kesimde çalışan öğretmenler, taban fiyat altında ya da seviyesinde maaş almalarının anayasal kabahat olduğuna dikkat çekti. 2014 yılında kaldırılan ‘taban maaş’ haklarının yasaya tekrar getirilmesini isteyen Özel Dal Öğretmenleri Sendikası üyeleri, özel kesimde çalışan öğretmenlerin içinde yaşadığı şartlarda dayanacak tek bir günü dahi kalmadığını belirtti.
‘ASGARİ FİYAT ALTINDA MAAŞ VERMEK, ANAYASAL SUÇ’
Özel Dal Öğretmenleri Sendikası Ankara Temsilcisi Fazilet Yılmaz, özel öğretim kurumlarında işverenlerin ‘kâr hırsı’ sebebiyle yıllardır düşük olan öğretmen maaşlarının, yükselen enflasyon karşısında eridiğini belirtti. Binlerce öğretmenin taban fiyatın altında maaşlarla yasa dışı halde çalıştırıldığını, yüz binlerce öğretmenin maaşının minimum fiyat seviyesinde kaldığını söyleyen Yılmaz, kelamlarına şöyle devam etti:
“Ülkenin rastgele bir eğitimcisinin minimum fiyat altında ya da seviyesinde maaş alması kabul edilemez. Kaldı ki minimum fiyat altında maaş vermek, anayasal kabahattir. Bu nedenle liyakatli kontrolcüler (müfettişler) eliyle nitelikli kontroller yapılarak öğretmen maaşlarının işverenlerin insafsızlığından kurtarılması MEB’in asli vazifesidir.”
‘TABAN MAAŞ HAKKIMIZI GERİ ALACAĞIZ’
2014 yılında kaldırılan taban maaş haklarının yasaya tekrar getirilmesi istediklerini söz eden Yılmaz, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin ‘sözde’ 10 aylık mukavelelerle çalıştırılmasını kanuna ters olduğunu söyledi.
Yılmaz, “Sözde, 10 aylık kontratlar, büyük bir hak gaspı örneği ve düzenbazlıktır. Bu düzenbazlık, öğretmene periyot başından evvelce istifa imzalatılarak ya da öğretmene yıl uzunluğu mobbing uygulanıp haziran ayında öğretmenin işten ayrılmasına zorlanarak yapılmaktadır. Özel Öğretim Kurumları Kanunu Unsur 9, ‘Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu yahut kurucu temsilcisi ortasında yapılacak iş kontratı, en az bir takvim yılı vadeli olmak üzere yönetmelikle belirtilen temellere nazaran yazılı olarak yapılır’ kararını barındırmaktadır” dedi.
‘ÖZEL KESİM EĞİTİM İŞÇİSİNİN DAYANACAK TEK BİR GÜNÜ DAHİ KALMADI’
Haftada 50-60 saat derse girmenin, resmî tatil günlerinde çalışmanın yıllar içinde ‘normalleştirildiği’ne dikkat çeken Yılmaz, uzun mesai saatleriyle öğretmenlerin mesleğine yabancılaştığını lisana getirdi. Az sayıda öğretmenle, çok öğrenciye eğitim vermeyi hedefleyen kurumların, denetimsizliği fırsat bilerek öğretmenlere ağır ders programlarını ve iş yeriyle hudutlu kalmayan çalışma müddetlerini dayattığını söyleyen Yılmaz şunları kaydetti:
“30 Ağustos Ankara Buluşması sürecimiz sonrasında bizi görüşmeye davet eden Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın bizden talep ettiği raporu, bugün, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde bakanlık yetkililerine teslim ettik. Kendileriyle yaptığımız görüşmede söylediğimizi, artık buradan kamuoyu önünde yinelemek istiyoruz: Özel bölüm eğitim işçisinin içinde yaşadığı şartlarda dayanacak tek bir günü dahi kalmamıştır. Kolej, kurs, rehabilitasyon merkezi, okul öncesi öğretmenlerimizin yakıcı meselelerine ait bizden talep edilen raporu ilgililere sunduk. Bizim olanı, bizden (ç)alınanı bize geri vermelerini istiyoruz. İşverenlerin isteğiyle maddeden çıkarılan Taban Maaş hakkımızı sonuna kadar savunacağız.”
