Ekonomist Özgür Demirtaş, toplumsal medya hesabından bir paylaşım yaparak merkez bankalarının ‘yoktan’ para yaratarak faiz karşılığı bankalara verilme yolunun kısa vadede doping tesiri yarattığını belirtti.
Bunları husus madde yazan Demirtaş, kısa vadeli tahlillerin ‘uyuşturucu’ üzere olduğunu söyledi.
‘BU PROSEDÜR GELECEK KUŞAKLARA KAZIKTIR’
Demirtaş, toplumsal medya hesabından şu değerlendirmeleri yaptı: “Merkez Bankaları YOKTAN para yaratır. Bu bir bedel (Faiz) karşılığında bankalara verir. Bankalar da o parayı alır şirketlere kredi verir. Şirketler kredi ile yeni yatırım yapar, İnsanları yeni yatırımlarında işe alırlar. İşsizlik Düşer. Yeni yatırımlarda maaş alan beşerler maaşlarını harcar. ULUSAL GELİR artar. Ne hoş değil mi?? Kulağa ne beğenilen geliyor değil mi?? DEĞİL! Unutmayın: Bir şey kulağa çok güzel geliyorsa büyük ihtimal ile yanlışsız değildir. Pekala üsttekiler niçin yanlışsız değil? Yanlışsız değil zira Bu formül DOPİNG dir. Bu prosedür UYUŞTURUCU kullanımıdır. Bu usul SAHTEKARLIKTIR. Bu yol KISA VADELİDİR. Bu sistem gelecek kuşaklara atılan KAZIKTIR.”
‘UZUN VADEDE FELAKETLER BAŞLAR’
Ucuz faiz ile para dağıtmanın, paranın bedelini düşürdüğünü söz ederek ‘tuvalet kağıdı’ benzetmesi yaptı. Demirtaş, şunları yazdı: “Ucuz faiz ile para dağıtmak, PARAYI tuvalet kağıdından farksız yapar. Sisteme giren para birinci başta uygun tesirlerini gösterir (Tıpkı Doping üzere, Tıpkı Uyuşturucu üzere, Tıpkı Alkol gibi). Kısa vadede ucuz kredi ile piyasa canlanır. MAL fiyatları artar. Elinde mal tutanlar varlıklı olur. Kısa vadede iktisat canlanınca SİYASETÇİLER dört köşe olur, tıpkı DOPİNG kullanıp 100 metre koşusunu kazanan atletin antrenörünün madalya merasiminde BÖBÜRLENMESİ üzere. Sonrasında Atletin Karaciğeri İFLAS eder. Uyuşturucu kullanan kişi birinci dakikalarda çok keyifliyken sonra bedeninde yaralar çıkar, dişleri dökülür… Para basmak ve faizi EKSTRA düşürmek kısa vadede olumlu tesirlerini yansıtıp SİYASETÇİLERİ havalı kılsa da(!) uzun vadede, Enflasyon kasıp kavurur. İnsanların geliri enflasyondan az artar. Alım gücü düşer. Uzun vadede FELAKETLER başlar. LAKİN siyasetçiler uzun vadeye bakmaz. Onlar için, Kısa vadede seçim kazanmak değerlidir. Uzun vadede siyasetten çekilmiş, emekli olmuş, ya da ölmüşlerdir.”
‘BU İŞ BU KADAR KOLAY OLSA GELİŞMİŞ ÜLKELER BU KADAR KOMPLEKS KURALLARLA UĞRAŞIR MI?’
Kısa vadeli plan yapanların ‘siyasetçi’, uzun vadeli plan yapanların ise ‘devlet adamı’ olduğunu belirten Demirtaş, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Kısa vadeli plan yapıp, para basıp, faizi SUNNİ yollarla düşürüp, insanları enflasyona boğana SİYASETÇİ denir. Uzun vadeli plan yapıp, enflasyonu denetim altına alıp, faizi evvel arttırıp sonra DOĞAL yollarla düşürene DEVLET ADAMI denir. Siyasetçiler kısa vadede kahraman üzere karşılanır, posterleri asılır. Uzun vadede ÇOK MAKÛS anılırlar. Haklarında en makûs kelamlar söylenir. DEVLET ADAMLARI kısa vadede berbat anılır, kemer sıktıkları için sevilmezler. Lakin uzun vadede pahaları anlaşılır. Heykelleri dikilir! Siyasetçilerin kısa vadeli çıkarlar uğruna, seçim kazanmak uğruna para basıp, faizi SUNNİ olarak indireceğini anlayan BİLİM İNSANLARI ve düşünürler: Merkez Bankaları, siyasetçilerden BAĞIMSIZ olmalı demişlerdir.
Siyasetçilerin kısa vadeli çıkarlar uğruna uzun vadeyi yakmasına, ÜLKENİN çıkarlarının UZUN vadeli planlama olması lakin ülkeyi yönetmeye talip siyasetçilerin çıkarının KISA vadeli olmasına: literatürde TİME MISMATCH denir yani vakit çakışması. İşte bu Time Mismatch yüzünden gelişmiş ülkeler merkez bankalarını bağımsız kılmışlardır. Merkez Bankaları bağımsız olmayan ülkeler Krallıktır, Otokrattır ve en değerlisi SEFİLDİR. Şöyle düşünün: Şayet bu iş bu kadar kolay olsa gelişmiş ülkeler bu kadar kompleks kurallarla uğraşır mı? Merkez bankasına bir buyruk verirler, merkez bankası YOKTAN para yaratır bankalara verir, bankalar ucuz kredi dağıtır, işsizlik düşer, ulusal gelir artar. Bu iş bu kadar olsa, onca NOBEL ödüllü, onca uzman SALAK mı da bu kadar karmaşık tahliller sunuyor? Diyelim ki merkez bankasına BUYRUK verdiniz faizi SIFIR yaptınız. Yoktan para basıp bankalara ÇUVALLA verdiniz. Sonra da Bankacılığı denetleyen devlet kurumu da bir buyruk verdi bankalara SIFIR FAİZ ( yada 1-2%) ile para dağıtacaksın diye. Ne olur? Herkes fakat bunu duyan herkes: %1-2 faiz ile o parayı alır, önüne gelen şirket kurar. Birinci başta işsizlik düşer.”
‘BAŞARIYA KESTİRMEDEN ULAŞACAĞINI ZANNEDENLER ŞARK KURNAZIDIR’
Bu sistemin uygulanması halinde iktisatta bir dizi olumsuz gelişme yaşanacağını aktaran Demirtaş, bunları şöyle anlattı: “İnanılmaz bir enflasyon başlar. İşe girenler bile mal alamaz olur. En sonu ise en acısıdır: O ÜCRETSİZ para ile kurulan şirketlerin birden fazla ZOMBİ şirkettir. Yani aslında olağan iktisat kurallarında kar edemeyeceği için kurulamayacak şirketlerdir. Doping sürdürülebilir olmadığı için o ZOMBİ şirketler birer birer batmaya başlar. Ülkenin Onca hammaddesi, Onca insan kaynağı, Onca yılları, Boşa gitmiştir…. Bu ortada bilimsel tekniklerden şaşmayanlar ortadaki farkı yeterlice açmışlardır. Her vakit yazdığım üzere para siyasetindeki en BÜYÜK yanlışları ABD yapmıştır. Onu Türkiye üzere ülkeler izlemiştir. Diyebilirsiniz ki ABD yapmışsa bende yapayım. Bu saflık olacaktır. Zira ABD parası rezerv paradır. Cari açığını yoktan bastığı para ile finanse eder. Bu türlü bir güçleri olmasına karşın onlar bile sarsılmıştır. Lakin Türkiye üzere hassas bir ülkenin bu yanılgıyı yapması VAHİMDİR. Kısa vadeli acı çekmeyen hiçbir ülke muvaffakiyete ulaşamaz. Muvaffakiyete kestirmeden ulaşacağını zannedenler ŞARK KURNAZIDIR. Pekala ŞARK KURNAZLIĞI çalışır mı? Elbette çalışmaz. Şayet Şark Kurnazlığı çalışsaydı, Şark, Şark kalır mıydı? … Herkese Sevgiler.” (HABER MERKEZİ)
